hesabın var mı? giriş yap

  • ronaldo 'ronaldinho' de assis - roberto de assis

    abisi bi baltaya sap olamayip, kosebaslarinda kariya kiza laf atip kavgaydi gurultuydu serserilik yapinca ronaldinho onu menajeri yapmistir zannimca, otursun para saysin bi mesgalesi olsun diye. ama robertonun futbolcu namzeti oglundan ovguyle bahsetmis kendisi.

  • microsoft word'te hazırlanan bir belgenin kaydetmeden çıkılsa dahi çok çok kolay bir şekilde ulaşılabilir olduğu. vay efendim iki saattir uğraşıyodum bütün emeğim gitti, yok müdüre yetiştirmem lazımdı şimdi yalan söylüyorum sanıcak, yok efendim sabaha kadar uğraştım şimdi ödevi yetiştiremiycem derdi aslında yokmuş lan. olum yıl 2013 artık bunlar kalmamış lan. o abidik hal ve hareketler geçmişte kalmış lan. bak şimdi şöyle oluyo;

    yazdın yazdın kaydetmeden çıktın. geri getirmek için yapılacak şey, aynı belgeye girmek, sol taraftaki dosya menüsünden bilgi ekranına tıklayıp, ekranda beliren sürümleri yönet simgesinin yanındaki "kaydetmeden kapattığımda" şeklinde beliren dosyanıza tıklamak. ahan da ekran görüntüsü;

    http://s12.postimg.org/…/kaydetmeden_ka_att_mda.jpg

    laaps diye getiriveriyo valla. sonra farklı kaydet diyip aynen devam ediyosun. bilmiyorum genel olarak bilinen bişiy miydi ama valla ben bulunca hemen paylaşayım didim. kullanın bunu.

    edit: office 2010 ve sonrası için geçerlidir.

  • sürekli pet şişeyle su alıp yeni yeni "çöpler" çıkaran insandan (kadın-erkek fark etmez) çok daha bilinçli kızdır. en azından daha az çöp çıkarır.

    sırf abd'de 3 haftada atılan pet şişelerle ucuca konsa ay'a varacak zincir oluşturulabileceğini biliyor muydunuz?

    "fakir kızdır ehere mehere" diye aklınca süper espirikler yapan trolleri, çevre kirliliğinden ötürü aç susuz geberme noktasına geldiklerinde de görmek isterim.

  • arkadaş benim merak ettiğim youtube da bu videoyu nasıl arayıp buluyorsunuz. ne yazıyorsunuz da bu video çıkıyor.
    tanım: bulması güç video.

  • ulkemizin en kuzeyini hep sinop bilirdik degil mi? senelerdir de boyle ogretilir. oyle degil iste.
    sinop paraleli: 42.0969 http://i.imgur.com/9zkkgmn.png
    kirklareli paraleli: 42.1047 http://i.imgur.com/adqkyr4.png
    0.0078 paralel fark yani 1 paralel 111 km den 865 metreyle kirklareli onde.

    en dogusuna da baktim
    hakkari 44.8137
    igdir 44.8163 yani yaklasik 0.0026 meridyen farki var. o da yaklasik olarak 230 metre (ortalama 38 paraleline gore meridyenler arasi uzaklik) fark ile igdir onde.

  • türkiye'de genel olarak yanlış bilinen, yanlış kullanılan süper güç kavramının da araların da olduğu şeyler.

    bir ülkenin süper güç olabilmesi için dört ana kriter vardır:

    1) geniş yüzölçümü, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları.

    2) katma değeri yüksek ürünler üreten ve yüksek kişi başına düşen gelir yaratan gelişmiş bir ekonomi.

    3) kendi silahını da üretebilen büyük bir ordu.

    4) yüksek nüfus

    abd günümüzde bu dört kritere tam olarak uyabilen tek ülke. geniş bir yüzölçümü, nitelikli beyin göçüyle desteklenen yüksek nüfus, en güçlü savunma sanayisi ile beslenen en büyük ordu ve yüksek kişi başına düşen gelir ile abd tartışmasız tek süper güçtür. son yirmi beş yıldır verilen yüksek cari açık ve yüksek kamu bütçesi açığı gibi ciddi sorunlar olsa da abd'nin uzun bir süre gücünü koruyacağı açıktır.

    süper güç olamayan ancak potansiyeli olan dört ülke ise rusya, çin, hindistan ve brezilya'dır.

    rusya zaten 1943-1973 arası süper güç olan sscb'nin mirasçısıdır, geniş yüzölçümü , büyük bir ordu ve belli ölçüde katma değer üretebilen bir ekonomiye sahiptir. ancak azalmakta olan nüfus ve düşük kişi başına düşen gelir nedeniyle mevcut hali ile süper güç değil, bölgesel güçtür.

    çin, mevcut haliyle ikinci süper güç olmaya en yakın ülke. çin geniş yüzölçümü, en yüksek nüfus, büyük bir ordu ve katma değer üreten bir ekonomiye sahip. ancak kişi başına düşen gelir hala çok düşük. ülkenin iç kesimlerinde refah düzeyi neredeyse afrika seviyesinde.

    hindistan, yazılım konusunda önde gelen bir ülke olsa da çok sorunlu bir ekonomiye sahip. kişi başına düşen gelir düşük olduğu gibi kendine özgü sosyal problemleri olan bir ülke. ancak geniş yüzölçümü, yüksek nüfus ve savunma sanayi mütevazı olsa da büyük bir ordusu olan bir ülke. hindistan , ekonomik sorunlarını çözmesi durumunda süper güç olabilir.

    brezilya, bu listenin en zayıf halkası. geniş yüzölçümü, ciddi doğal kaynaklar ve yüksek nüfusa sahip olmasına karşın çok kırılgan ve katma değer üretemeyen bir ekonomiye sahip olan ülkenin potansiyelini kullanamadığı açık.

    son olarak devlet haline gelemediği ve nüfus artışı yetersiz olduğu için avrupa birliği'nin ve hizmet sektörüne odaklanmaktan katma değeri yetersiz düzeyde kalan birleşik krallığın süper güç olamadığının altını çiziyorum.

    arz ederim.

  • ailemle tesise gittim. alkollü bir serseri bana sataşırsa devletin polisi işini iyi yapmıyor demektir. bir sonraki seçim devleti de değiştiririm.

    ayrıca şunu anlamayacak kadar gerzeksin. hiçbir yerde izin vermediğin için o serseriler evinin köşe başında duruyor, o yüzden sen hava almaya semtine çıkmak yerine “sosyal tesis”e gitmek zorunda kalıyorsun.

    (bkz: ibb sosyal tesislerinde bira satışı/@seovi)
    edit: her alkollüye polis mi vereceğiz gibi bin mesaj geldi. salak mısınız çocuğum. heryeri güvenlik kulübesi, güvenlik, polis, zabıta dolu bir sosyal tesisten bahsediyoruz. kaldıki bu yerlerde öpüşen iki gence anında müdahale ediliyor ama alkol olup taşkınlık yapan gruba müdahale etmiyorlarsa bilerek etmiyorlardır. onlara ettirmeyenleri de değiştirirsin,
    etmeye başlarlar. bu kadar basit.

  • garson da insan olduğu ve işini yaptığı için, normal davranmış olan kadındır. ne demek garsonla muhatap olmamak? şu kullandığınız kelimelere bir dikkat edin. bu platformda her meslekten insan var. kimse birbirinden üstün değil. bunu anlayın, öyle konuşun. tek başına yemek yerken garsonla iletişim kuran kadın, masada erkek varken neden kurmasın? sizin sapık ortadoğulu zihniyetinizi seveyim.

  • " gemide kadın uğursuzluk getirir " söylemi üzerine;

    çoğumuz filmlerde, kitaplarda vs. duymuşuzdur bu sözü. bakıldığı zaman orta çağ düşünce yapısını en iyi şekilde veren sözlerden biri gibi görünse de nihayetinde o dönemler için oldukça lazım gelen bir inanıştır bu.

    neredeyse tamamı erkeklerden oluşan mürettebatın içerisinde kadın bulundurmak, o gemiyi ateşe atmaktan farksızdı. neredeyse hepsi eğitimsiz kimselerden oluşan mürettebat, aylar hatta yıllar süren uzun yolculuklar esnasında nadiren uğradıkları limanlar haricinde kadın yüzü görmüyorlardı ve gemide bulunan kadına sarkıntılık etmeleri yahut bu kadın yüzünden kavga etmeleri kaçınılmaz görünüyordu.
    bu sözü dünya üzerinde inanç hâline getirmeyen hiçbir donanma yoktu.
    nitekim eski zaman gemilerinde şimdiki gibi lüks tuvaletler de bulunmuyordu. erkekler orsadan aşağıya işemekte bir sıkıntı görmezlerken aynı şeyi bir kadının yaptığını düşünelim!
    günümüzde dahi hâtun kişisi bundan rahatsız olacak; erkekler de onu izleyeceklerdir.

    avrupa'da olduğu kadar osmanlı'da da yasaktı gemilerde kadın bulundurmak. kaldı ki boğazdaki tekne taşımacılığında bile kadınların tek başlarına kayıklara binmeleri yasaktı.

    yine de devletlere yahut devletlerin hizmetindeki özel kuruluşlara bağlı olan gemilerde soylu kadınlar görmek mümkün olabiliyordu ancak bu kadınlara bırakın sarkıntılık etmeyi,mürettebat muhtemelen yüzlerini bile göremiyordu.

    korsanlar arasında ise kadını soylu - köylü diye ayırmak gibi bir durum yoktu. onlara göre kim olursa olsun gemide kadın taşımak uğursuzluk getirirdi.

    1155 yılında cenevizliler, bizans ile bir ticaret anlaşması yapmışlar ve özellikle ticaret gemileri hususunda çok sağlam imtiyazlar elde etmişlerdi. lâkin dördüncü haçlı seferi sonrasında marmara bölgesi'nde bu imtiyazlarını kaybeden cenevizliler, venedikliler ile yarışamaz hâle geldiler.
    bu siyasî ve ticarî çekilmeler devam ederken cenova bandıralı bir gemide bulunan iki kadın yüzünden mürettebat arasında kavga çıktı ve olay öyle büyüdü ki gemi kullanılamaz hâle geldi.
    bu olaydan sonra 1251'de cenova liman yönetiminin aldığı kararla gemilerde kadın bulundurulması tamamen yasaklandı.
    aynı kararnâmede gemide 100'den fazla yolcu bulundurulması da yasaklanmıştı.

    1731 yılında ise büyük britanya kralı ikinci george, kraliçe nizamnâmeleri ve amirallik talimatları isimli kurallara " gemide kadın bulundurmak kesinlikle yasaktır " ibaresini de ekledi.

    fransa, isveç, hollanda gibi ülkelerde de kanunlaştırılan bu durum aslında yakın döneme kadar tüm devlet donanmalarında uygulanan bir yasaktı.

    ayrıca o dönemin şartlarına göre düşünürsek; nasıl ki herhangi bir engeli bulunan ya da aşırı zayıf ve güçsüz erkekler mürettebata dahil edilmiyorsa kadınlar da iş gücü hususunda erkekler kadar verimli olamayacaklarından dolayı boşa külfet olarak değerlendiriliyorlardı.

    lâkin yine de tarih, kadın korsanların varlığını yazmıştır.

    grage o'malley, anne bonny, mary read gibi isimlerin yanında bir de günümüzde çoğu kişi tarafından denizlerin gördüğü en acımasız korsan olarak nitelendirilen çinli kadın korsan cheng sao vardır ki emrinde 80.000 korsan olduğu söylenir.
    kızıl bayrak filosu'nun kaptanı olan bu hâtun korsan, mürettebatına kadınların da alınmasına izin vermiştir.
    güney çin denizi'ni tamamen kontrol altına alan bu hâtun, uğradığı her yere de uğursuzluk götürmüştür.
    nihayetinde doğu hindistan şirketi'nin de desteğiyle çin yönetimi bu korsan filosunu dağıtmış, yüzlerce korsanı idam etse de cheng shih'yi affetmiştir.
    muhtemelen karşılığında akla hayale sığmayacak hazineleri almıştır devlet.

    evet, gemide kadın uğursuzluk getirir söylemi bitti sanmayın!
    2010 yılına kadar venedik'te kadın gondolcu yoktu. tâ ki giorgio boscolo adlı bir hâtun, çok büyük çabalar sonucunda bu yetkiyi alana dek.
    ancak 2017 yılında venedik gondolcular derneği başkanı aldo reato, " kadınları kayıt yaptırmaları için cesaretlendirmemeliyiz! " şeklinde bir açıklama yapmıştır.

    valar morghulis ablalar...

  • sokağa çıkma kısıtlamalarının tümüyle kalktığı bir dönemde getirilmiş enteresan yasak. cumhurbaşkanının gerekçe olacak, “kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok'” demesiyse daha da enteresan. kısacası gece hayatı sizlere ömür.

  • tebliğ değil provokasyon yapan kişilerdir.

    tebliğ'in bir ahlakı, bir adabı vardır. yemek yiyen insanın yanına gidip de bağıra bağıra din anlatmak tebliğ değil tacizdir. kaldı ki azıcık ahlaklı ve samimi olsalardı, öncelikle allah diyerek cebini dolduranlara ses çıkarırlardı.

  • millete nereden kazık atılacağını şaşırmış bir devletin abuk subuk bir başka düzenlemesi daha. işyerim şehrin biraz dışında ve dışarından yemek söyleyeceğim alternatifim oldukça az; olanlar da fast-food türevi. bazen canım çekiyor ama genelde evden getirmeyi tercih ediyorum. böyle yapınca yemek kartımı alışverişte kullanıyorum.

    yemek kartları marketlerde sadece yiyecek ve temizlik malzelemeleri alımında kullanılabiliyor. mesela öğlen çıktın marketten 2 bisküvi, 1 kola aldın yemek niyetine; olmaz mı, yiyemez misin böyle ? ben peynir, süt alışverişini yemek kartı ile yapıyorum mesela. bu yemek değil mi ?

    ayrıca haberler 1 aralık'tan itibaren demiş, daha dün bir sürü alışveriş yaptım yemek kartı ile; hem de marketten.

  • esnaf kan ağlamasın diye gariban vatandaş ucuza yemek yemesin, taksi plaka sahipleri daha para kazansın diye diğer tüm alternatifler dövülsün, yasaklansın. olacak iş değil.